Mehmet Özay 04.03.2017
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz Doğu ve Güneydoğu Asya ülkelerine yapmakta olduğu ziyaret çerçevesinde Malezya’dan sonra Endonezya’da. Selman bin Abdülaziz, Malezya’da Federal Sultan V. Muhammed’in, Endonezya’da ise devlet başkanı Joko Widodo’nun konuğu olarak ziyaretlerini gerçekleştirdi. Kral Selman’ın, Çin, Japonya ve Maldivlere de kapsayan ve ‘doğu ziyaretleri’ başlığı altında ele alınabilecek bu gezisi anlam ve çerçeve olarak Suudi Arabistan açısından bir ilke tekabül ettiğini söylemek yanlış olmayacak. Bu noktada, ziyaret edilen ülkelerin birbirinden ayrışan özellikleri, bu anlam ve çerçeve farklılığını ortaya koyuyor.
Suud liderliğinde ‘yeni nesil’ faktörü
Öte yandan Kral’ın şu ana kadar olan ziyareti dikkate alındığına Malezya ve Endonezya hükümetlerince de son derece memnuniyetle karşılandı. Selman bin Abdülaziz’in on yıl sonra Malezya’ya, elli yıl sonra da Endonezya’ya gelen ilk Suud Kralı olması Suud yönetiminin, küresel ilişkilerin merkezinde olma eğilimi arz eden ve ‘yükselen ekonomilerin’ beşiği konumundaki Asya-Pasifik’e verdiği öneme gönderme yapıyor. Bu gelişmeyi, belki de Suud bürokrasisindeki yeni neslin varlığına bağlamak mümkünse de, küresele gelişmelerden azade olduğu da söylenemez. Öyle ki, bir yandan Barack Obama dönemi ABD politikalarında öne çıkartılan, öte yandan Çin’in egemenlik hakları üzerinden bölgede estirdiği rüzgâr Suud cenahında bir karşılık bulmuş olmalı. Suudi Arabistan açısından bu ziyaretlerin önemi yeni yatırım olanaklarına kapı aralamak. Bunun temel nedeni de, mevcut petrol kaynaklarının sonlanma süreçlerinin konuşulmaya başlanmasının getirdiği bir etkiyle ortaya çıkan ‘psikolojik gerilim’ ile ‘sermayenin farklı kalemlerde değerlendirilmesi’ bağlamındaki ekonomi uzmanlarının çözüm önerilerinin birleşmesidir.
Kültürel etkileşim
Ülkeler arası ilişkilerin ekonomi boyutunun ötesinde ‘insani’ boyutunun olduğu dikkate alındığında Suudi Arabistan yönetiminin Malezya ve Endonezya gibi çok kültürlü, çok dinli toplumları barındıran iki ülkeye yaptığı ziyaretin Suudi toplumunda nasıl yankı bulacağı da merak konusu. Suud halkının, en azından bir bölümünün, turistik amaçlarla da olsa Malezya ve Endonezya’nın kapısını aşındırmaları gözlemleniyor. Bu son ziyaretlerle de, bu sürecin şu veya bu şekilde gelişme kaydedeceğini düşünülebilir. Bu bağlamda, Suudluların, bu iki ülkedeki toplumsal ilişkiler ağına dair gerçekliklerle ne denli karşı karşıya gelmek istedikleri ve bunları anlam dünyalarına nasıl aktaracakları konusu da hayli ilginç bir alana işaret ediyor.
Bu noktada Kral Selman’ın ve de Suud heyetinin bir ilke imza attığını söyleyebiliriz. Endonezya devlet başkanı Joko Widodo Kral Selman’ı karşılama törenine yanında Çin kökenli ve metodist mezhebinden bir Hıristiyan ve de ‘İslama hakaret suçlamasıyla mahkemesi halen devam eden Cakarta valisi Basuki Tjahaja Purnama’yı getirmesi kadar, Kral ve heyetinin kahir ekseriyeti Hindu ve Budist olan Bali Adası’nda tatilini geçirecek olması Suud cephesinin bu çok kültürlü, çok dinli toplum yapısıyla ilişkilerin geliştirilmesine pozitif bir etki yapabilir.
Petrol ve Algı Dizaynı
Genel itibarıyla bakıldığında monarşilerin ziyaret süreçlerinde ‘maddi’ unsurların öne çıkartılması neredeyse bir gelenektir. Kral Selman’ın ziyaretlerinde de öncelikle ‘maddi’ unsurların öne çıktığı veya çıkartıldığını söylemek mümkün. Kral’a sayısı bine yaklaşan bir ‘delegasyonun’ ve de ağırlığı yüzlerce tonla ifade edilen ‘kargo’nun eşlik etmesi, ziyaret edilen ülke ve toplumlar üzerinde bir nüfuz yaratmaya matuf yönü var kuşkusuz ki. Bu bağlama rahatlıkla oturtulabilecek ve ‘maddi’ unsurlar içinde haliyle yer alması beklenen bir diğer husus tabii ki ‘petrol’. Bu nedenle, petrol zengini bir ülkenin devlet başkanının ziyaretinin ‘ekonomi’ boyutu ötesinde, harcama ve tüketme eksenli bir şatafat ve lükse tekabül etmesinde garipsenecek bir yön bulunmuyor. Kral ve delegasyonun siyaset, ekonomi derken ziyaretlerinin Endonezya ayağında üç gününü ‘resmi’ alana, bir haftasını da Bali Adası’nda tatile ayırmış olmaları da bu anlamda oldukça doğal bir gelişme olduğunu kabul etmek lazım.
Bu ‘sayılar’, ‘maddiyat’, ‘debdebe’nin ötesinde Kral Selman’ın ziyareti Malezya ve Endonezya hükümetleri ve de halkları için ne anlam ifade ettiği konusu tabii ki üzerinde durup düşünmeye değer. Bu çerçevede, Kral’ın ziyaretleri Malezya ve Endonezya’da hükümetler, belli başlı kamu kuruluşları, farklı toplum kesimleri ve kurumlarca birbirinden farklı nedenlerle algılanıyor. Hükümet çevreleri ile özel sektör işin yatırım ve ticaret boyutuna odaklanıyor. Malezya ayağında bunun karşılığı Malezya ulusal petrol şirketi (Petronas) ile Suud Petrol Şirketi’nin (Aramco) rafineri ve petrokimya entegre merkezi inşası bağlamında imza attıkları 7 milyar dolarlık yatırım anlaşmasıydı. Aramco bu anlaşmayla, Güneydoğu Asya’da ilk projesine yatırımı gerçekleştirmiş oldu.
Stratejik ilişkilere giriş
İkili ilişkileri son dönemin moda tabiriyle ‘stratejik ortaklık’ düzeyine çıkartılması, sadece petrol ve ilintili alanlarla sınırlı olmayan aksine, eğitim, sağlık, savunma, turizm, inşaat, basın gibi kalkınma süreçleri ve hedefleriyle ilintili tüm alanları içine alan kapsamlı bir yatırım ve ticari ilişkiler ağı oluşturuyor. Bu anlamda, ‘pazar payı’ olgusu her daim ön plânda tutulurken, bu pazarın bir yerinde de ziyaret edilen iki ülkenin toplumsal gerçekliğinden kaynaklanan ‘helâl endüstrisi’, hac organizasyonu, ‘faizsiz bankacılık’ gibi alanları da görmek mümkün. Bu alanlardan özellikle savunma alanındaki işbirlikleri dikkat çekici. Terörle mücadelenin öncellendiği savunma ilişkilerine sebep ise Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren terör unsuruyla mücadele.
Malezya ve Endonezya’nın Suudi Arabistan’la bu alandaki işbirliğinde daha çok sahada askeri işbirliğinden ziyade, bölgeden Ortadoğu’ya ‘gönüllü savaşçı’ olmaya gidenlerin varlığından ötürü istihbarat paylaşımı noktasında olacağı anlaşılıyor. Malezya’nın teröre karışanlara yönelik ‘rehabilitasyon’ programlarındaki başarısını da bu bağlamda Suudi Arabistan’la paylaşması beklenebilir. Bu alandaki ilişkinin en somut ifade edilen yönü ise Malezya’da “Kral Selman Küresel Barış Merkezi” (King Salman’s Centre for Global Peace) adı verilen ve ‘aşırılıklarla mücadeleyi’ hedefleyen bir kurumun hayata geçirilmesi olacak. Aslında Dr. Mahathir Muhammed’in “Perdana Global Peace” adıyla kurduğu ve kayda değer faaliyetler yürüttüğü kurumunun varlığı hatırlandığında, Malezya’nın küresel barışa destek konusunda yeni atılımlar peşinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu yeni kurumun hayata geçirilmesinde Suud hükümetinin fon sağlaması da doğal bir duruma işaret ediyor.
Bölge halkının beklentiler
Genel halk kesimleri içerisinde medrese öğrencilerinin bir Suud devlet başkanının ziyaretine bakışının da kendi içinde kayda değer bir anlam var. Bu bağlamda, özellikle Endonezya gibi sayıları binlerle ifade edilen ve halen büyük talep gören “pondok/pesantren/dayah” olarak adlandırılan geleneksel medreselerin yanı sıra, dini ve seküler eğitimi birleştiren modern öğretim kurumlarındaki öğrencilerin hayalinde Kutsal Topraklar’da öğrenimlerini devam ettirme arzusu “fon/burs” ile bir taleb formatına dönüşüyor. Bu ‘halis’ talebin bir yanında tabii ki, geleneksel olarak bu topraklarda ilk dini ilimler tahsili almış kişilerin bu alanlarda ilerlemek gayesiyle Kutsal Topraklar’a giderek uzunca bir süre kalmalarının oluşturduğu kurumsal bir yapı da var. Benzeri bir etkiyi şu veya bu şekilde, İslamiyeti toplumsal alana devlet kurumları marifetiyle yapılaştırma eğiliminin görüldüğü Malezya’da da görmek mümkün. Bu bağlamda görüşmelerin ‘eğitim’ alt başlığında daha çok öğrenciye burs sağlanarak Suudi Arabistan’da öğrenim görmelerinin önünün açılması da bu arka plâna dayanıyor.
Hac kotaları artıyor
Kralın ziyaretine ilgiyle eğilen bir diğer toplum kesimi ise, hac beklentisi içerisinde önemli bir bölümü yüksek yaşı kemale ermiş olanlar teşkil ediyor. Bu anlamda uzun yıllar sıra bekleyen ‘hac gönüllüsü’ binlerce kişi hac kotalarının artırılmasını dört gözle bekmelerinin karşılığını aldılar. Suud Kralı, bu çerçevede Malezya ve Endonezya’nın taleplerine olumlu karşılık vererek önemli bir jeste imza atmış oldu.
Suud yönetimi küresel gelişmelerden bağımsız kabul edilemeyecek şekilde, Asya-Pasifik bölgesi açılımı çerçevesinde Malezya ve Endonezya ile ilişkileri geliştirmeyi hedefliyor. Bu çerçevede, Kral Selman bin Abdülaziz’in Malezya ve Endonezya’daki temaslarında her kesime hitap eden bir cazibe merkezi olduğu görülüyor. İkili ilişkilerin stratejik ortaklık düzeyine çıkartılması, Kral Selman’ın ziyaretinin gelişigüzel seçilmediğini ortaya koyuyor. Bu bağlamda, Suudi Arabistan ile Malezya ve Endonezya arasındaki ilişkilerin önümüzdeki dönemde ne yönde seyir takip edeceği izlenmeye değer bir durum arz ediyor.
http://aa.com.tr/tr/analiz-haber/suudi-arabistandan-asya-pasifik-acilimi/763221