Mehmet Özay                                                                                                                 6 Haziran 2012 
Endonezya devlet başkanı Susilo Bambang Yudhoyono, asker kökenli bir politikacı. Daha önce general olan Susilo, 1990’lı yıllarda Bosna’daki barış gücünde Endonezya ordusunu temsilen görev yapmış. Başkan yardımcısı ise bir sivil olan Jusuf Kalla.    
2004 yılında ülkenin modern tarihinde ilk doğrudan başkanlık seçimlerinde ve de ilk defa barışçıl bir atmosferde devlet başkanlığını ilk devlet başkanı Sukarno’nun kızı olan Megawati Sukarnoputri’den devralmış.
Susilo’nun vaatleri arasında uluslararası bir üne sahip olan ülkedeki yozlaşmanın önüne geçmek, ekonomiyi düzlüğe çıkarmak ve ayrılıkçı çatışmaları sona erdirmek.
          
       Üniversite sonrası master çalışmasını ABD’de gerçekleştirmiş ve doktorasını tarım ekonomisi dalında yapmış olan Suhilo, Suharto döneminde kariyerini giderek üst basamaklara taşımış. Eleştirmenlerce aşırı dikkatli biri olarak tanınmaktadır.
          
        Endonezya bürokrasisinde yaşanan yozlaşma, Susilo’nun kişiliğinde ve aile yapısında olmadığına dikkat çekiliyor. Ailenin tek çocuğu olan Susilo’nun iki oğlu iş çevreleriyle ilgilenmiyorlar. Dolayısıyla ailenin geçmişinde herhangi bir yozlaşma izine rastlanmadığına değiniliyor. Daha önceki devlet başkanlarının aksine, Susilo’nun halk desteği ile başa geldiği ve önceki devlet başkanlarının halka sormaksızın yaptıkları icraatlar yerine, Susilo’nun halkı gözeten icraatlara yer vermesi gerektiği de vurgular arasında yer alıyor.      
Mevcut Endonezya hükümeti, ülke tarihinde siyasal sistemin en yumuşak geçişini gerçekleştirmesi ile dikkat çekiyor. Bu durum, ülkedeki demokratik yapılanmanın hızlanacağını ümidini doğuruyor.
Başkan Susilo’nun Birleşmiş Milletler’in altmışıncı kuruluş yıldönümü vesilesiyle New York’taki temasları sırasında ABD yetkilileri tarafından dünyanın demokratik seçimle iktidara gelen –ABD ve Hindistan’dan sonra- üçüncü büyük ülkesinin devlet başkanı olarak karşılandı. 

LEAVE A REPLY