Mehmet Özay 27 Ocak 2013
Singapur’da İşçi Partisi bir seçim bölgesinde Cumartesi günü yapılan ara seçimde yeni bir zafere imza attı. Ada ülkesinde geçen yılın son ayında iktidar partisine mensup ve aynı zamanda meclis sözcüsü de olan Michael Palmer’ın evlilik dışı ilişkiye karıştığı skandal sonrası gelişen olaylar bu mini seçimin nedenini oluşturuyor. Bu nedenle, Palmer üyesi olduğu iktidar partisini zor durumda bırakmamak adına görevinden istifade etmesiyle boşalan milletvekilliği için küçük de olsa bir seçim yarışı yaşandı. Ada’nın sessiz sakin banliyölerinden olan Seçim iktidardaki Halkın Eylem Partisi (PAP) ile ana muhalefet partisi konumundaki İşçi Partisi (WP) arasında geçeceği çok önceden belliydi.
İktidara mensup sıradan bir milletvekili değil, aynı zamanda Meclis sözcülüğü gibi önemli bir görevi yürüten Palmer’ın geçen Aralık ayı ortalarında kamuoyuna sızan evlilik dışı ilişkisinin büyük yankı bulmasından kısa bir süre sonra “çok büyük bir hata yaptığını kabul ederek” görevinden istifa etmişti. Palmer’ın siyasi etiğe bağlılığın gereği olarak verdiği karar, saflarında yer aldığı siyasi hareketi kurtarmaya yönelik olsa da, aslında zaten iktidarın özellikle sosyal politikalarına eleştirel yaklaşan kamuoyu nezdindeki imajını kurtarmaya yetmediği geçen hafta sonu yapılan mini seçimde bir kez daha ortaya kondu.
Aslında, bireysel siyasi etik algısı kadar, ülkenin uluslararası kurumlarca temiz ve etkin yönetim bağlamında dikkate değer ününe bir ‘leke’ getirmesi nedeniyle Parti lider kadrosunun da istediği bir sonuçtu bu istifa kararı. Öte yandan bu gelişme, iktidarın zaten 2011 genel seçimlerinde Ada’nın modern siyasi tarihinde ilk defa bir muhalefet partisinin kayda değer başarısından sonra kamuoyuna dönük politikalarında yaşadığı sıkıntının katlanarak büyüdüğünü göstermesi açısından dikkat çekicidir. Son elli yıldır Singapur’u yöneten PAP hükümetlerinin profesyonel kadrolar eliyle şeffaf yönetim vb. ilkeler çerçevesinde örüntülenmiş “otokrat” iktidar yapısı, son yıllarda yaşanan ve üst düzey bürokratların da içinde yer aldığı gayri-ahlaki vak’alar Ada’da son dönemin önemli tartışma konuları arasında yer alıyor.
Seçim gününe yani, Cumartesi’ye dönersek, yaklaşık 32.000 seçmenin bulunduğu şehrin banliyölerinden Punggol East seçim bölgesinde seçmenlerin %94.26’sının oy kullandığı dikkate alındığında halkın gelişmelere duyarlılığının bir göstergesi olarak okunabilir. Bu mini seçim’de oyların %53.76’sını alan İşçi Partisi adayı orta sınıfa mensup 34 yaşındaki Lee Li Lian adındaki bayan, seçmenin sınıfsal yapısına benzerliğini bir avantaj olarak kullanması kadar, halkın sosyal nabzını da iyi tuttuğunu ortaya koyuyor. PAP ise, daha bir yıl önesinde Palmer’ın seçildiği bu seçim bölgesinde ünlü bir cerrahı aday göstermekle, bugüne kadar olduğu gibi seçkinci aday gösterme geleneğinden vazgeçmediğini ve gelişmeleri okuyamadığı şeklinde yorumlanıyor. Ada’nın önemli yüksek öğretim kurumlarındaki siyaset bilimciler PAP’ın bu seçkinciliğine gönderme yaparak, halkın gündemine inemedikleri ve her şeyin ‘uzmanlar’ eliyle çözülebileceğine dair kanılarının son dönemdeki örneklerine benzer bir şekilde, bu kez de halk nezdinde kabul görmediğini dile getiriyorlar. Ayrıca, bu seçim bölgesinde seçmenlerin 2011 Genel Seçimleri’nde PAP’ın adayına, Cumartesi günkü oy oranına benzer, yani %54’lik bir destek verdiği hatırlanacak olursa, seçmenin Ada sosyo-politik gerçekliğine damgasını vuran üst düzey politikacıların, bürokratların özel yaşamlarındaki “ahlaki dejenerasyonu” dikkate aldıkları hassas noktalardan -en azından- biri kıldığını ortaya koyuyor.
Yaşanan skandalın ‘sosyal’ boyutu kadar, halkın özellikle iktidarın yaşam koşulları, göçmen kitlelerine yönelik haklar, giderek artan konut fiyatları, eğitim gibi konularda sabit gelirlilerin hayat koşullarında sıkıntılar karşısında verdikleri bir tepki anlamına geliyor. Tüm bu sorunların odağında ise gelir dağılımındaki adaletsizlik bulunuyor. İşte tam da bu nokta, İşçi Partisi’nin iktidara karşı elini güçlendiren ve Punggol East gibi az ve orta gelirlilerin yaşadığı seçim bölgelerinde siyasi bir alternatif model olarak ortaya çıkışı anlamına geliyor.
Mini seçim mağduru konumundaki iktidar partisi PAP Genel Sekreteri ve Başbakan Lee, Ada halkının yaşam standartlarını geliştirmeye devam edecekleri mesajını verse de, özellikle az ve orta gelirlilerin bu kalkınma yarışında sürekli mağduriyete yakından tanık olan kitleler olmasını değiştirmediği bir yıl içerisinde yapılan iki mini seçim ve bir genel seçim sonuçları ortaya koyuyor. Ada’da sivil haklar konusunda “otoriter” rejim uygulamalarının varlığı nedeniyle söz konusu mağdur kitleler seslerini ancak seçim dönemlerinde ortaya koyabiliyorlar.
Ada siyasi yaşamı son elli yıla damgasını vuran Lee Kuan Yew, Goh Chok Tong gibi karizmatik liderler döneminin bittiği bir dönemi yaşıyor. Öyle anlaşılıyor ki, siyasal yaşam, “öz” Singapurluları olumsuz yönde etkileyen ekonomik düzen, giderek artan bir şekilde muhalefet partilerini ve de dolayısıyla seçmeni karar mekanizmasında başat bir rol edineceği bir sürece doğru ilerliyor.