Cihan Kurtaran

12 Ekim 2009

Endonezya

 

Padang Depreminin Ardından (II)

 

Uluslararası Silatürrahim

Güneydoğu Asya’da özellikle Endonezya’da silatürrahim toplumsal yaşamda önemli bir yer tutar. İnsanların köylerin kopup başta başkent Cakarta olmak üzere, memleketlerinden yüzlerce, binlerce kilometre uzaktaki şehirlerde geçim mücadelesi verenler, Ramazan ve Kurban Bayramları’nı fırsat bilip yılda bir kere de olsa yakınları, büyükleri ve sevdikleri ile biraraya gelmek üzere yollara düşerler. Bu nedenle büyük bir iç göç yaşanır bu dönemde.

 

Endonezya, üzerinde yükseldiği coğrafi yapının bir gereği olarak sık sık doğal felaketlere konu olur. Bu doğal felâketler dünya basınında yankı bulur, yardım kuruluşları felâket bölgesine akın eder. Aslında yaşananların önemli bir bölümü dramaturjidir. Endonezya sahip olduğu insan ve maddi kaynakları bakımından bu tür felâketlerin altından kalkabilecek alt yapıya sahiptir. En azından bu potansiyeli içinde taşımaktadır. Ancak gelin görün ki, aslında tüm gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin açmazlarından biri olan ve ülke insanından esirgenen hakların gaspına yol açan yolsuzluklar bunun önüne geçer. Yolsuzluk derken, sadece ülkenin ortak malı olan milyarları götürenler anlaşılmamalı. Yolsuzluğun ahlâki ve dini boyutları, maddi boyutlarının ötesindedir. Ülkenin çeşitli bölgelerinde gerçekleşen bu doğal afetler, devlet aygıtı ve sivil toplum unsurları birlikteliği ile altından kolaylıkla kalkabileceği halde, nedense bir türlü gerçekleştirilemez, ya da arzu edilen şekilde gerçekleştirilemez ve ülkeye akın eden başta BM unsurları olmak üzere çok çeşitli yardım kuruluşlarının akınına maruz kalır. Padang depremi de böyle oldu. Artık kurumsal boyutundan öte, çalışanlarının yüzlerini de yakından tanıdığımız oluşumlar birkaç gün içinde Padang’a doluşmaya başladı. Depremin ardından bölgeye akın eden 130 civarındaki uluslararası kuruluşun Padang’a gelişi ile yeni bir “uluslararası silatürrahim” yaşandı.

 

İHH Öncü Oldu

30 Eylül’de yaşayan depremin ardından Padang’a pek çok uluslararası STK akın etti. Aslında Daha önce de belirttiğimiz gibi, bu akın aslında BM’nin varlığı ile bir anda arttı. Aslında, Endonezya Cumhuriyeti ve bazı kuruluşların katkısı ile altından kalkılabilecek bu depremde bu kadar STK’nın katkısına rağmen, Padang’da görevli Çin asıllı BM temsilcisi Michael Chang başta BM birimleri olmak üzere kaç kurtarma ekibinin hangi binadan kaç canlı çıkardığını, kaç tıbbi organizasyonun gerçek deprem kurbanını ameliyat ve tedavi ettiğini, kaç STK’nın çok acil ihtiyaç duyulan malzemelerden çadır ve battaniye dağıttığını ve kaç acil kurtarma ekibinin eli boş döndüğünü açıklamalıdır. Yoksa 130 STK geldi demek suretiyle, başta Endonezya kamuoyu olmak üzere, dünya kamuoyu yanlış yönlendirilmiş olur.

 

Türkiye adına sevindirici olan ise İHH ekibinin bir gün içerisinde bölgeye ulaşıp, gerek ülke medyasındaki yanıltıcı haberleri tahsis edici girişimi, öte yandan, bölgeyi kısa sürede tarayıp Alman DZF Televizyonu, Katar Charity, Swiss Evacuation Team gibi kuruluşları doğru mekânlara yönlendirmesi ile de ciddi bir rol oynadı. Padang şehir merkezinde bulunan Yüksek Lisan Okulu enkazı altında hayat belirtisi olduğuna bizzat şahit olan İHH ekibi, Valilik binasında toplantı halindeki Swiss ekibini haberdar ederek, bir kişinin canlı kurtarılmasında rol oynadı. Ayrıca, Kelurahan Sawahan ve Keluruhan Gunung gibi şehir merkezinde olmasına rağmen, yardım ulaştırılmamış bölgelerdeki kimi ailelere acil gıda yardımı yapmak suretiyle adını duyurdu. İHH’nın varlığı Valilik Kriz Merkezi’nde kurulan merkezden yapılan resmi duyuruda da katkı yapan ilk on kuruluş arasında “İHH Humanitarian Aid Turkey” olarak yer aldı. (Antaranews)

 

Padang Neresi?

Batı Sumatra Eyaleti, dünyanın altıncı büyük adası Sumatra Adası’nın Batı sahil şeridinde yer alır ve başkenti Padang’dır. Sahil şeridi Hint Okyanusu’na bakar. Endonezyalıların ifadesiyle Endonezya Denizi’ne. Tarım, özellikle de çeltik tarımı ve su ürünlerinin temel geçim kaynağı olduğu Batı Sumatra Eyaleti çeşitli bölgelerinde ünü uluslararası alana yayılmış turistik merkezlere sahip. Endonezya’nın diğer etnik unsurları gibi Batı Sumatra Eyaleti de kendine özgü Minangkabau gelenek ve kültürel yapısına sahip. Bölgede ilk dikkat çeken unsur zengin ahşap ev inşasında göğe doğru yükseliyormuş izlenimi veren çatılarıdır. Eyalet sahilinin bazı bölgelerinde dalgaların yüksekliği uluslararası sörf severleri buraya çekiyor. Bukittingi adıyla bilinen dağlık bölge ise sahip olduğu serin havası ile gerek yerli gerek yabancı turistlerin akın ettiği bir turizm merkezi. Barisan Dağ silsilesinin kestiği eyalet bir yandan pek çok bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapan tropik ormanlarla kaplı, öte yandan, uçsuz bucaksız sahili ile su sporları için ideal bir merkez konumunda.

 

Minangkabau Sultanlığı

Bölge, tarihte Minangkabau Sultanlığı olarak bilinen ve modern dönemlerde de ülke toplumsal yapısı içerisinde ayrıcalıklı bir konuma oturtan önemli bir etnik yapı ‘m
inangkabau’ etnik grubuna ev sahipliği yapar. Eyaletin önemli şehirlerinden Pariaman bölgenin tarımsal ürünleri nedeniyle tarih boyunca uluslararası ticarete konu olmuştur. Pariaman, 16. yüzyıl başlarında Portekizlilerin Malaka şehrini ele geçirmesinin ardından, buradan kaçan tüccarların bölgedeki değişik liman şehirlerine dağılmaları üzerine gelişme gösteren liman şehirlerinden biri oldu. Pariaman, daha sonra Açe Darusselam Sultanlığı’na bağlandı. Açe Darüsselam Sultanlığı’nda bir süre devam eden fetret döneminin ardından 1588-1604 tarihlerinde tahtta bulunan el-Mukammil’in kızı Pariaman hükümdarı Abangta Abdülcelil ile evlendi. İskender Muda (1607-1636) hükümdarlığı döneminde Pariaman’ı hakimiyeti altına aldı ve başına Açe’li soylulardan bir vali atadı. Pariaman, bölgedeki diğer önemli liman şehirleri gibi, önemli miktarda kırmızı biber ve pirinç üretimine nedeniyle ticaret merkezi oldu. İskender Muda döneminde İngilizlere Pariaman limanında ticaret yapma izni verildi. Bölge, sahip olduğu tarımsal öneminden ötürü ticari önemini sonraki yüzyılarda da sürdürdü. Örneğin, 18. yüzyıl sonlarında Amerikan tüccarları bölge limanlarına girmeye başladı.

 

“Padang’da Türk İzleri” mi?

Bir ajansın Cakarta muharibince geçilen haberde Padang’da Türk varlığından bahisle işte böylesi bir şey yapılıyor, en azından bu izlenim ediniliyor. Padang’da Türk varlığından bahsetmek mümkün mü? Elbette neden olmasın. Ancak, tarihi veriler varsa bu gündeme getirilebilir. Sansasyonel haberle insanları ‘Türk varlığı’ algısından yakalayıp yardıma ‘zorlamak’ ise yanlıştır. Bu haberdeki ikinci büyük yanlış ise, Padang ile Açe Darüsselam Sultanlığı’nın karıştırılmasıdır. Söz konusu haberin, “Sumatra hükümdarının yardım talebi üzerine Osmanlı bölgeye 22 gemilik bir filo göndermiş. vd.” yollu ancak internet ortamında karşılaşılabilecek uydurmaya dayanmasıdır. Bir: Bu hadise Açe Darüsselam Sultanlığı ile ilgilidir. Padang ile ilgili değil. İki: Söz konusu yardımın gerçekleşip gerçekleşmediği bile halen konunun önde gelen uzmanları tarafından tam anlamıyla aydınlatılmış değildir.

Padang şehrinde Türk izi diye ortaya atılan iddianın aslı şöyledir. Padang şehir merkezine 5 kilometre mesafede Sbarang Padang adlı bölgede bir mezarlık vardır. Bu mezarlık şehir istikametinden gelindiğinde yolun sağ tarafında yükselen bir yamaçta bulunuyor. Merdivenle çıkılan bir dik yamaçta, teraslama şeklinde yapılan mezarlıkta 6/7 blok bulunmaktadır. Terasın üçüncü katındaki mezarlıkta yatan ve aralarında soy isimleri ‘Turki’ olarak zikredilen 11 adet mezardan ibarettir. Meftunların isimleri ise sırasıyla şöyledir:

1.Baharuddin Turki

Radjo Indo

Doğum: 24.04.1909    Vefat: 12.09.1977

 

2.Yusuf Ahmad (Didang).

Vefat: 26.05.1969

 

3.Irman Chalid

Doğum: 29.07.1931 (Cakarta)    Vefat: 03.03.2005

 

4.Rahman Turki

Glr si Sulaiman

Vefat: 09.07.1977 (59 yaşında)

 

5.Bundaku Tertjinto Daliman binti Turki

Vefat: 17.09.1947 (36 yaşında)

 

6.Rohani binti Turki

Doğum: 26.09.1903     Vefat:19.04.1992

 

7.(Bu mezarda iki kişinin adı yazılıdır)

Hasanah

Vefat: 1945, Kasım

Mohammad Amin

Vefat: 11 Ramazan 1948 (48 yaşında)

 

8.(Bu mezarda iki kişinin adı yazılıdır)

Nurcahya

Doğum: 1907   Vefat:1952

Marzuki

Doğum: 1927   Vefat: 1947

 

9.Mezar taşında ‘Annemizin büyükannesi’ anlamına gelen “Nenek ibu Kami’ ibare yer alıyor.

Oemi

Vefat: 10.05.1940

 

Mezarlığın en ucunda 10 ve 11 hazirede ise isimleri okunmayan iki mezar daha bulunmaktadır. Yalnızca sonuncusunda vefat tarihi 07.05.1952 olarak zikredilir. Böylece, söz konusu mezarlıkta toplam 13 kişiye ait kabir bulunduğu anlaşılıyor.

Peki bu insanlar Türk kökenli mi? Hayır, değil. Bunu öğrenmek zor değil. En kolay bilgiyi alabileceğiniz kişi mezar bakıcısıdır. 58 yaşında, Yunus adındaki mezar bakıcısı, büyüklerinin kendisine aktardığına göre bu mezarlıkta meftun bulunanların Türk olmadığını söylüyor. Peki nasıl oluyor da ‘Turki’ soyadı mezar taşında bulunabiliyor? Hikâyenin devamı şöyle. Padanglı bir hanımefendi hac vesilesi ile Mekke’ye gitmek üzere bir gemiyle yola çıkar. Mezar taşlarındaki tarihler dikkate alınırsa bu seyahatin 19. yüzyılda gerçekleştiğini düşünmek mümkün. Hamile olan bu bayanın seyahat ettiği geminin adı ‘Turki’dir. Yolda doğum yapan hanım, çocuğuna ‘Turki’ adını koyar. Örneğin, Endonezya’da Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Hakan Şükür adını çocuklarına koymuş aileler vardır. Buradan hareketle bu aileleride mi ‘Türk kökenli’ sayacaksınız?

Velhasıl, derin bir acı yaşayan bir toplum içerisinde, birilerinin kendi çıkarları gereği Türk kamuoyunu yanlış bilgilendirildiği gibi bir izlenim varsa da, bunun bu amaçla yapılmadığını düşünmek istiyoruz. Ancak bilinçli veya bilinçsiz böylesi bir hatanın yapılmaması gerekirdi. Böylesine hassas bir dönemde Türk kamuoyundan yardım toplanmasına katkı sağlayacağı düşüncesiyle, ne olursa olsun bir ‘Türk’ unsurunun metne iliştirilmiş olamayacağına inanmak istiyoruz.

Söz konusu mezarlıkta yatan ve soy isimleri ‘Turki’ olarak geçen, ancak aslında has ve has Padanglı olan ailenin bugün yaşayan ferdi 70 yaşındaki Ida adında bir teyzedir. Adresi bizde mevcuttur. Merak eden teyzeyi bulup ve röportaj yapabilir.

 

ASEAN ve Birleşmiş Milletler Endonezya’da Acil Yardım Üssü Kuruyor

Son dönemde Doğu ve Güneydoğu Asya’da yaşayan doğal afetler üzerine ASEAN ve BM harekete geçiyor. Bu bağlam
da, söz konusu uluslararası iki organizasyon Endonezya sınırları içinde bir acil müdahale merkezi kuracaklarını açıkladı.

 

ASEAN Genel Sekreteri Surin Pitsuwan ve Birleşmiş Milletler adına ise BM Asya-Pasifik Sosyal ve Ekonomik Komisyonu Genel Sektereti Dr. Noeleen Heyzer yaptıkları açıklamada başta Endonezya olmak üzere Asya-Pasifikteki doğal afetlerle mücadelede acil müdahale merkezi kurulacağını açıkladılar. Söz konusu merkezin kurulması çalışmalarına ise 2009 yılı sonlarında başlanacak.

 

LEAVE A REPLY