Mehmet Özay                                                                                                18.06.2017

Ramazan ayında Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da Kampung Baru ilçesinin sembolik değeriyle öne çıkan ilçesi dersek yanılmış olmayız. Kampung Baru, yani ‘Yeni Köy’ şehrin iş, finans merkezleri ve otellerini barındıran gökdelenlerin yükseldiği ve bu ekonomi etkinliği nedeniyle ‘altın üçgen’ adıyla da anılan bölgenin yanı başında, dünden bugüne bir ‘Malay’ ilçesi olarak şehir tarihinde yer alır.

Tek ve iki katlı ahşap evleri, aile işletmeleri şeklinde organize olan kafeleri ve lokantaları, merkezindeki camii ve ilçenin değişik yerlerindeki mescidleriyle ve hatta klasik bir medresenin varlığıyla da Malay kırsalının başkentteki görünür yüzüdür Kampung Baru. Şehirdeki benzeri geleneksel yerleşim yerleri birer birer kalkınmacı zihniyetin politikalarına kurban giderken, bu ilçe bugüne kadar şehrin merkezinde kalan istisnai bir mekân özelliği gösterir. Son yıllardaki girişimler neticesinde bu bölgenin de, ‘altın üçgen’e eklenmesi ve aynı kalkınmacı serüvenin akibetine uğramasına ise ramak kaldı. İlçenin merkezi caddesi üzerinde yükselen üç katlı bina, yeni yapılacak gökdelenlerdeki iş yeri ve dairelerin tanıtımı için çokdan dikildi bile.

Bununla birlikte, Kampung Baru, bugüne kadar şehirde ‘Malay’ etnik yapısınn sosyo-kültürel ve dini atmosferini yansıtırken, bu özelliği Ramazan ayında daha çok ön plâna çıkıyor. Merkez camiinin hemen yanı başında yükselen gökdelenlerin gölgesindeki minaresi ise, şehre ezanı ve Ramazanı hatırlatmayı sürdürüyor. Caminin geçmişinin o kadar da eski olduğu söylenemese de, bölge ve hatta başkent için bir Malay merkezi olmak gibi bir önemi ve hatta üne sahip.

Bunda hiç kuşku yok ki, Kuala Lumpur’un bir ‘Malay’ şehri olmasından öte, Çin etnik yapısının ve İngiliz sömürge yönetiminin inisiyatiflerinin ve öncülüğünün kayda değer bir yer olduğunu hatırlamak gerekir. Öyle ki, Çin kökenliler şehrin çeperindeki maden ocaklarını işletir, zamanla şehri ortadan kesen nehir etrafında ticari yaşamı geliştirirken ve sömürge dönemi hakimi İngilizler de şehrin idaresini modern kurumlarıyla yapılaştırıyordu.

Şehrin bu merkezi yerindeki mekâna ‘Kampung Baru’ yani Yeni Köy adının verilmesi de, ondokuzuncu yüzyıl sonu, yirminci yüzyıl başlarında buraya göç eden Malay Müslümanların kırsaldaki köylerine referansla ‘yeni köy’ anlanı taşıyordu. Bu çerçevede, ilçeyi önemli kılan bu insan stoğunun yapılaştırıcı ögesi, sadece Malezya’daki Müslüman Malay kitle ile de sınırlı değil. İlçe, geniş Malay dünyasının önemli bir bölümünü teşkil eden Endonezya’nın özellikle Sumatra Adası’ndan gelip buraya yerleşen ailelerin de varlığı dikkat çeker. Bu ‘toplumsal genişlik’, zamanla büyüyen Kampung Baru’da Minangkabau, Java, Rava, Mandailing gibi Endonezya’ya referans yapılan alt yerleşim yerleri mevcuttur. İlçenin Endonezya ile bağını ortaya koyan bu adlar, bu ülkeden şehre ziyarete gelen çok farklı etnik grubun burada buluşmasının da imkânını oluşturur. Bu çeşitliliğiyle dikkate alındığında, Kampung Baru’nun bölgesel bir hususiyetle gündeme geldiğini söylemek mümkün.

Cami etrafında şekillenen Ramazan etkinliklerinin hiç kuşku yok ki buradaki en önemli unsurlarından biri Bubur Lambuk’dur. Ramazan ayının vazgeçilmez çorbası Bubur Lambuk, yani baharatlı pirinç lapası Kampung Baru’da pişirilir ve Kampung Baru merkez camiinde (Mesjid Jamek) ikindi sonrası cami cemaati başta olmak üzere arzu edenlere hasane-i cariye babında dağıtılır. Sadece ihtiyaç sahiplerini sevindirmekle sınırlı olmayan bu geleneksel çorba, cami cemaatinin yanı sıra, gelip kuyruğa giren ve bir geleneği kendince yaşatan Kampung Baru sevdalısı insanlara da dağıtılır. Tabii onlar da bu hayır hasenat işinde yer alanlara dualarını da eksik etmez… İlçenin değişik bölgelerinde köşe başlarında cüzi bir miktara satılsa da, camide sıraya girerek Bubur Lambuk’u almak bu bireyleri geçmişe ve geleneğe bağlar içten içe.

Bubur Lambuk’un bir gelenek haline gelişinde, geçmişte köy camilerinde akşam ezanının okunmasının ardından, birlikte iftar açan cemaatin gün içinde birlikte pişirip namaz ardından gene birlikte paylaşmalarına dayanır. Bu geleneğin başkente taşınan yanında Kampung Baru, işte bu geçmişin güzel bir eyleminin yaşatılması anlamını içkindir. Dev kazanlarda pişirilen bubur lambuk, pirinç lapası gibi basit bir anlama gelse de içinde soğan, sarımsak, zencefil, limon otu, tarçın, anason, karanfil, kakule, kişniş, rezene, kimyon tozu, kara biber, beyaz biber, arpaçık soğanı, kereviz, kokonat sütü gibi tropiklerin envai türden baharatlarını ve isteğe göre, kıyma veya koyun eti eklenmesiyle lezzetli bir çorba olmasıyla tanınır.

Kuala Lumpur’da Ramazan ayı Kampung Baru gibi, dönüştürücü kimliğini üzerinde taşıyan şehre direnen bir mekânda nefes alıyor. Bir yanda Yarımada Malaylarının, öte yanda Endonezya alt etnik gruplarının teşkil ettiği ilçe sakinleri dini inançlarının manevi boyutunu, geçmişten tevarüs eden maddi unsurlardan bugüne kalanlarla cem ederek bu mekânla sıkı sıkıya örülü bir şekilde günümüze aktarıyor.

http://www.haberiyat.com/haber-yorum/kuala-lumpurda-ramazana-ozgu-bir-mekn-kampung-baru

LEAVE A REPLY