Mehmet Özay                                                                                                                      Ekim 2006

25 Eylül günü dört kişilik bir grupla Kampung Pande’yi ziyaret ettik. Köydeki üç farklı mekanda bulunan mezarlıklardan birinin etrafı Açe Belediyesince çitle çevrildiğini gördük. 
Tsunami’den sonra bazı Amerikalıların bu köyü ziyaret ettiği ve son derece nadir olduğu anlaşılan ve Açe bölgesinin mezar taşı mimarisinin özelliklerini taşıdığını düşündüğümüz yapıtların fotoğraflarını almışlar.
Bölgeye herhangi bir STK’nın gelmemiş olması bir avantaj olarak kabul edilmelidir. Çünkü Kampung Pande köyü sakinleri atalarının Orta Asya’dan gelen Türkler olduğunu ifade ediyorlar ve bu konudaki bilinçlerini halen devam ettiriyorlar. Bu uzun geçmişe dair röportajı aşağıda bulabilirsiniz.
Bu köye her ne kadar herhangi bir STK girmemiş olması avantaj olarak görülürken, aynı zamanda, Türkiye’den bazı kurum ve kuruluşların acilen harekete geçmesini de gerektirecek bir aciliyet arz etmektedir. Çünkü tarihi ve kültüre miras içinde değerlendirilen ve bazı örneklerine Açe Müzesi’nde rastladığımız mezar taşları hem ait oldukları kişilerin toplumsal konumları hem de materyal olarak taşıdıkları önem dikkat çekicidir. Bu tarihi miras sadece Kampung Pande köyüne ait değil, bütün bir Açe’de var olduğu ifade edilen beş Türk köyü ve ataları Türk olan insanların bütünün kapsadığı gibi, İslam’la olan bağlarından ötürü, bütün bir Açe halkını da yakından ilgilendirmektedir.
Toplumların tarihsel miraslarını korumaları varlıklarını devam ettirebilmelerinin temel şartı olması hasebiyle bu konuya gereken önemin hem devlet hem de özel kurumlarca verilmesi gerekmektedir. Deprem ve tsunami sonrasında bölgeye akın eden Batılı STK’larının faaliyetlerinin yardımdan ziyade, özellikle çocukların, gençlerin ve öğretmenlerin çeşitli projeler altında yeni bir yapılandırılmaya maruz bırakıldığı ve bu çerçevede toplumun dönüştürülmesine yoğunlaştırıldığı her platformda dile getirilen bir olgudur. Bu bağlamda söz konusu Türk ve İslam mirasının gelecek nesillere aktarılmasının önemi daha da öne çıkmaktadır.

 

Başta Kampung Pande olmak üzere Açe’de tespit edilen ve uzun bir tarihi geçmişe sahip olan yörelerdeki Türk-İslam tarihine kayıtlı yapıların var oldukları şekilde korunabilmesi sadece bu ülkenin Türklerle ve İslamla olan bağlarının devamının daha güçlü bir şekilde gerçekleştirilmesine yol açacaktır. 16. yüzyılda başlayan Osmanlı-Açe ilişkileri neticesinde Açe’de zaman içerisinde ortaya çıkan Türk ve İslam medeniyetinin ürünlerinin daha sonraki dönemlerde Hollandalılar tarafından Hollanda’ya götürüldüğü ve şu anda Hollanda müzelerinde olduğu bilinmektedir. Hollandalı sömürgecilerin böyle bir icraatta bulunmalarına yol açan neden ise, özellikle Açe’deki Müslümanların Türklerle ve İslamla bağlarının önüne set çekmek olduğu dile getirilmektedir. 

LEAVE A REPLY