Mehmet Özay                                                                                                            26.02.2023

Gazali düşüncesi, toplumsal yapının çeşitli alanlarını kapsayan boyutlarıyla bizatihi, Müslüman toplumu ve bu toplumun yaşam süreçlerini ve şartlarını ele alıyor.

Adına ‘sosyolojik boyut’ denilebilecek söz konusu bu durum, bugünü yeniden değerlendirmemize yarayacak araçları içinde barındırıyor.

Bununla birlikte, bu durumun sadece Müslüman toplumla ilintili olmadığını aksine, Müslüman olmayan toplumlar açısından da, gayet anlamlı bir yönü olduğunu ileri sürebiliriz.

Bu noktada, özellikle adalet kavramına vurgu yapmakta yarar var…

Gazali’de adalet olgusu insan ilişkilerinin temel ve zorunlu bir formu olarak zuhur ediyor. Öyle ki, Gazali bir adım daha ileri giderek adalet ile ‘ihsan’ arasında bir bağ kuruyor.[1]

Din-adalet ilişkisi

Dinin, öncelikle bireyi ilgilendiren ve ardından, sosyal boyuta taşınan bir yapısı bulunuyor.

Burada ilgiye değer husus, dinin varlığını, bir yaptırımlar bütünü olarak almak yerine, bunun çok daha ötesinde ve öncesinde temel bir kavram olarak ‘adaleti’ (justice) öncelleyen bir yaklaşımın varlığı üzerinde durmak gerekiyor.

Bu durum, bize din’den kastın ne olduğunu sorgulamamıza ve buna karşılık doğru ve anlamlı bir cevap vermemize olanak tanıyor.  

Bu anlamda, din bizatihi adaleti gözeten ve bunu bireyin kendi yaşamından başlayarak toplumsal süreçlerin herbirine doğru genişleten bir açılıma sahiptir. Bunlara, merhum Sabri Orman Hoca’nın ifadesiyle, ‘bireysel adalet’ ve ‘sosyal adalet’ demek mümkün.[2]

İnanma olgusu, öncelikle ve zorunlu olarak bireyin -yani, inançlı bir bireyin, kendine, kendi varlığına adaletli olmasının bir sonucu olarak zuhur ediyor.

Adalet ve zorunlu bilme

Bu nokta, bireyi kendi varlığından hareketle onu var eden Yaratıcı’nın bilgisine ulaşmasına imkan tanıdığı gibi, temelde bu Gazali düşüncesinde ortaya konulduğu üzere “iyi bir mü’min kimdir?” vb. sorulara karşılık gelmektedir.[3]

Bu inanmanın hem birey, hem toplumsal yaşamdaki tüm düşünceler ve eylemler noktasındaki varlığı ise, bu adaletin tedrici olarak mikro düzeyden makro düzeye doğru evrilmesi ve genişlemesi anlamı taşıyor.

Bu durumu, genelde İslam düşüncesi özelde Gazali düşüncesi çerçevesinde insan-insan ilişkilerinde görmek kadar, insan-maddi çevre/evren ilişkisinde de görmek ve anlamak gerekiyor.

Öyle ki, bir din olarak İslam’ın ortaya koyduğu ilkeler bütünü üzerinden yapılan değerlendirmeler ve bunun Gazali özelinde karşımıza çıkan boyutu bize din’in, dini inanışın bireyin adalet algısı kadar, toplumsal adalet olgusuyla da bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor.

Toplumsal adalet

Toplumsal adaleti tesis eden ise, bir yapısal düzen fikri ve pratikteki yansımalarıdır. Bu noktada, bir toplumsal sistem olarak din yani, İslam bir çatışma alanı değildir.

Aksine, insanın kendinde bir varlık olması ve bunun adalet kavramıyla ilişkisi, dini düşüncenin temelde vermek istediği mesajla bağlantılıdır. Bu durum, hiç kuşku yok ki, sadece adına Müslüman denilen birey ve toplumları değil, Müslüman olmayan diğer birey ve toplumları da bağlayıcı bir yanı olduğu görülür.

Bununla birlikte, adalet olgusunu kuru sistemik bir yapı olarak görmek yerine, canlı ve her an var olan bir boyutu ile değerlendirilmelidir.

Bu noktada, Gazali düşüncesinde adaletin bir anlamda, “etik davranış normlarıyla” bağı olduğu söylenebilir. Bunun, kuru, statik özelliğe sahip sistemik bir adalet olgusunu hayata geçirmek yerine, daha özel daha üst bir niyete tabi olduğunu Gazali’nin sufi yönü ortaya koyuyor.[4]

Belki de, yukarıda dikkat çekildiği üzere Gazali’nin adalet-ihsan arasında kurduğu ilişkinin Müslüman birey ve toplumdan başlayarak güçlü bir şekilde güncellenmesi gerekiyor.


[1] Sabri Orman. (2018). “Al-Ghazali on Justice and Social Justice”, TUJISE (Turkish Journal of Islamic Economics), s. 3.

[2] Sabri Orman. (2018). “Al-Ghazali on Justice and Social Justice”, TUJISE (Turkish Journal of Islamic Economics), s. 3.

[3] Ali Issas Othman. (1960). The Concept of Man in Islam: In the Writings of Al-Ghazali, Cairo: Dar al-Maaref, s. 2.

[4] Ali Issas Othman. (1960). The Concept of Man in Islam: In the Writings of Al-Ghazali, Cairo: Dar al-Maaref, s. 31.

LEAVE A REPLY