Mehmet Özay                                                                                              09.07.2022

G-20 grubuna üye ülke dışişleri bakanları Endonezya’nın Bali Adası’nda biraraya geldi.

Kasım ayında Bali Adası’nda gerçekleştirilecek olan G-20 Zirvesi öncesinde, önemli etaplardan biri kabul edilen gruba üye ülkelerin dışişleri bakanları toplantısı, 7-8 Temmuz günlerinde Bali Adası’nda gerçekleştirildi.

Endonezya’nın liderliğinde gerçekleştirilen toplantıların temasını, çok taraflılık düşüncesinin güçlendirilmesi ile enerji ve gıda güvenliği oluşturdu.

Toplantılara Doğu Avrupa’daki krizle ilgili gelişmeler damgasını vurdu. Toplantılar öncesi verilen resepsiyona Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov’un katılması üzerine, G-7 üyesi ülke dışişleri bakanları iştirak etmezken, grup fotoğrafı da çekilmedi.

Bu gelişmeler karşın, Endonezya çok katılımlı görüşmeler yapılması konusundaki yaklaşımını sergilemeyi sürdürdü. Öte yandan, Rusya dışişleri bakanı Lavrov toplantıların çeşitli etaplarına katılırken, Ukrayna dışişleri bakanı Dymtro Kuleba da video konferans sistemiyle iştirak etti.

Toplantılar genel oturumların yanı sıra, ilgili ülkelerin dışişleri bakanları arasında ikili görüşmelerle devam etti.

Geniş katılım: “Birlikte iyileşme, birlikte güçlenme”

Küresel güvenlik konusunun, ekonominin önünde gündemin ilk sırasında yer aldığı bir dönemde Endonezya’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantılar sadece, G-20 üyesi için değil, diğer ülkeler için de büyük önem taşıyor.

Bu amaçla, Endonezya söz konusu toplantıları geniş katılımlı olarak hayata geçirmesi dikkat çekiyor.

Bu çerçevede, Bali Adası’nda, aralarında Arjantin, İspanya, Meksika gibi ülkelerin de bulunduğu Birleşmiş Milletler’e üye küçük ve orta büyüklükte 30 ülkenin bir araya gelmesi, gayet önemli bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.

Bu durum, Endonezya devlet başkanı Joko Widodo’nun (Jokowi) daha önceki demeçlerinde dile getirdiği üzere, G-20’nin bu yılki, “Birlikte İyileşme, Birlikte Güçlenme” temasıyla uyumlu gözüküyor.

Lavrov’u protesto

Dışişleri bakanları toplantısı, Batılı ülkelerin itirazına karşın Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov’un katılması dikkat çekti.

Bu gelişme, aynı zamanda toplantıların krizle başlaması anlamına geliyor. Bununla birlikte, Lavrov toplantıları diğer katılımcılardan önce terk etmesi bir anlamda, var olan krizin aşılması olarak da yorumlamak mümkün.

Lavrov, yaptığı açıklamada G-20’nin temel ekonomik sorunları konuşma ve çözüm arayışı yerine Batılı ülkelerin Rusya’yı eleştirdiklerini söyledi. Lavrov, toplantılar çerçevesinde Endonezya, Singapur ve Türkiye dışişleri bakanları ile ikili görüşmeler yaptı.

Öte yandan, ABD ve Almanya dışişleri bakanları Rusya dışişleri bakanı ile ikili görüşme yapmazken, ABD Dışişleri bakanı Anthony Blinken, Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov’un da bulunduğu genel toplantıya iştirak etti.

Toplantılardan günler önce, Almanya dışişleri bakanı Annalena Baerbock’un, Rusya dışişleri bakanının katılımına yönelik tehditvari çıkışının, böylece gerçekleştiğini söyleyebiliriz.

Baerbock, Rusya’nın G-20 zirvesini Doğu Avrupa’daki gelişmeler için bir platform olarak kullanmasına izin verilmemeli” demecinin yanı sıra, Alman dışişleri bakanlığı sözcüsü Christian Wagner Bali Adası’ndaki toplantıya atfen “normal bir zirve olmayacak” açıklamasında bulunmuştu.

Jokowi’den yapıcı rol

Son dönemdeki küresel gelişmeler bakıldığında, devlet başkanı Jokowi liderliğinde, Endonezya siyasi elitinin G-20 ev sahipliğini sürdürdüğü bu yıl içerisinde özellikle, iki olguyu öne çıkarmaya çalıştığını söylemek mümkün.

İlki, ulusal dış politikada bağımsız ve aktif olarak adlandırılan “bağımsız ve aktif”i (bebas aktif)  güncellemek ve küresel kamuoyuna duyurmak için gayet önemli bir fırsatı yakalamış gözüküyorlar. Dışişleri bakanı Retno Marsudi bu bağlamda yaptığı açıklamada “bağımsız ve aktif” konseptli ulusal dış politikanın özünde “barış ve insanlık” yatıyor vurgusu ise dikkat çekiciydi.

İkinci önemli husus ise, küresel liderlik yarışında yer alan tekil ülkeler ile bölgesel bloklaşmanın giderek kendini hissettirdiği bir ortamda ekonomik ve siyasal nüfuz ve etkinlik olarak küçük ve orta büyüklükteki ülkeleri de, bu süreçte küresel gelişmelere akredite etme amacı taşıdıklarını söylemek gerekiyor.

Bali Adası’ndaki son toplantı tam da, bu iki olgunun birarada yer aldığını ortaya koyuyor.

Kovid-19 yönetiminden küresel etkileşime

Söz konusu gelişmeyi, kovid-19’un etkisin göstermeye başladığı 2020 yılı başlarında ulusal ve küresel medya kovid-19 süreci ve özellikle sonrasına dair projeksiyonlar sunuluyordu.

Biz de, o dönem katıldığımız bir televizyon programında, bu süreci iyi yöneten ülkelerin ulusal ve küresel yönetim ve etkileşimde öne çıkacağına vurgu yapmıştık.

Endonezya’nın 2022 yılı G-20 Zirvesi ev sahipliğinin işte böylesi bir imkânı ortaya koyduğu görülüyor.

Endonezya’da genel anlamıyla sağlık sisteminin alt yapı eksikliğine rağmen, kovid-19 tahmin edilenin aksine, büyük bir yıkıma yol açmaması kadar, alınan tedbirlerin ve kamuoyunun duyarlılığının sürecin bir anlamda iyi yönetildiği sonucunu doğuruyor.

Öte yandan, Doğu Avrupa’da Rusya’nın Ukrayna’yı istilasının, Batılı ülkelerin Rusya’ya yönelik ambargolarının G-20 hazırlık süreçlerinin ve zirvesinin sağlıklı bir şekilde geliştirilmesine yönelik gizli/açık tehdidi Endonezya siyasi elitini yapıcı politikalar geliştirmeye sevk ettti.

Bu gelişmeler dikkate alındığında, başta başkan Joko Widodo olmak üzere, dışişleri bakanlığı ve diğer ilgili kurumların Endonezya’nın bölgesel ve küresel rolünü öne çıkarak adımlar atmakta gayet cesur davrandığını ortaya koyuyor.

Bununla birlikte, bu sürecin sonunda çözümün ortaya çıkıp çıkmayacağı ise meçhul gözüküyor. Öyle ki, Endonezya dışişleri bakanı Retno Mardusi, yaptığı açıklamada, küresel sorunlara küresel çözümün kaçınılmazlığına dikkat çekerken, bu süreçte tarafların biraraya gelmesinin de giderek zorlaştığı konusunda samimi bir itirafta bulundu.

Singapur’a önemi rol

Endonezya dışişleri bakanlığının daveti üzerine, yukarıda dikkat çekilen çok üyeli Küresel Yönetim Grubu (Global Governance Group) toplantısına, Singapur dışişleri bakanı Vivian Balakrishnan başkanlık etti.

Toplantının ana konusu ise tahmin edileceği üzere, gıda ve enerji güvenliğiydi. Bununla birlikte, söz konusu bu iki alanın öne çıkmasında hiç kuşku yok ki, Doğu Avrupa’da yaşanan ve etkisi zamanla küresel boyuta çıkan savaş halinin olduğuna kuşku yok.

Bu çerçevede, Singapur dışişleri bakanı Balakrishnan, tüm ülkeleri uluslararası yasalara bağlı kalmaya ve çok katmanlı bir küresel yönetişim sürecinin ortaya konması talebini dile getirdi. Bu yaklaşımın sadece Singapur’un değil, ASEAN’ın da genel anlamda ortak görüşü olması önemlidir.

Öte yandan, bu siyasi tutumun bir yandan Rusya ve Çin gibi ülkelerin politikalarını eleştirirken, aynı zamanda ABD, İngiltere ve AB gibi ülke ve bölgesel yapıların bir tür tekelci yönetişimine de eleştiri niteliği taşıyor.

Ortak sorunlara ortak çözüm

Bali Adası’ndaki, dışişleri bakanları toplantısının ana konuları olan, gıda ve enerji güvenliği meselesinin sadece, savaşa taraf veya savaşın gerçekleştiği coğrafyaya yakın olan ülkelerle sınırlamak mümkün değil.

Bu nedenle, söz konusu toplantıda küresel ekonomide söz sahibi ülkeler ile farklı kategorilerdeki ülkeleri bir araya getirilmesi, mevcut sorunların çözümüne yönelik ortak bir zemin oluşmasını sağlamak hedefleniyordu.

Bu gelişmenin de ortaya koyduğu üzere, Endonezya G-20 dönem başkanlığını, gelişmelerin de zorlamasıyla küresel bir platforma dönüştürmeyi hedefleyerek, bunları birer birer ortaya koymaya çalışıyor.

Gıda ve enerji konuları ile bunların tedarik ve dağıtım zincirinde yaşanan aksamaların, bugün neredeyse tüm ülkeleri etkisi altına alması sadece ekonomik bir zorluğu değil, ilgili ülkelerde ulusal barışı da etkileyebilecek boyuta çıkmış durumda.

Bu anlamda, Bali Adası’ndaki toplantıya BM’ye üye diğer ilgili ülkelerin de davet edilmesi ülkeler arası etkileşimi geliştirme adına olumlu kabul etmek gerekir.

Bununla birlikte, ABD öncülüğündeki G-7 ülkelerinin Rusya ile biraraya gelmeme konusundaki politik duruşu devam ederken, uluslararası sorunlara çözüm bulma konusunda tarafların daha çok çalışması gerektiğine kuşku yok.

LEAVE A REPLY