Mehmet Özay 23.04.2024
Çin, bölgesel ve küresel güçleri biraraya getiren denizcilik güvenliği toplantısına ev sahipliği yapıyor.
Güney Çin Denizi’nde kıta sahanlığı hakları ve iddialarından ötürü, ilgili ülkeler arasında yaşanan gerginlik devam ederken, Çin, deniz kuvvetlerinin önemli isimlerini biraraya getiren toplantıya ev sahipliği yapıyor.
Dün başlayan ve teması “denizcilik güvenliği ve meydan okumalar” olarak belirlenen toplantılar dört gün sürecek.
Söz konusu toplantılar, önümüzdeki günlerde Çin Ordusu’nun kuruluşunun 75. yılı kutlamaları öncesinde ve bölgede, ABD ile ittifak güçleri arasındaki tatbikatlar sürecinde gündeme geliyor.
Güney Çin Denizi: Çelişkiler yumağı
Çin’de, hafta başında başlayan toplantılar sürerken, aynı gün ABD-Filipinler arasında kapsamlı askeri tatbikat ile geçen hafta ABD-Japonya ve Filipinler arasında imzalanan, “üçlü zirve antlaşması” (trilateral summit) aslında, bölgedeki gelişmelerin ne denli çelişkili ve meydan okuyucu olduğunun somut bir göstergesidir.
Bu gelişme, Çin’in yanı sıra, Güneydoğu Asya Ülkeleri İşbirliği (Association of Southeast Asian Nations-ASEAN) üyesi olan Filipinler’in, birliğe üye diğer dokuz ülkeden bağımsız olarak, ABD ve ilgili ittifak güçleriyle ilişkilerini ne ölçüde geliştirebileceğini de ortaya koyuyor.
ABD-Filipinler arasında, son dönemde yakınlaşma dikkat çekiyor. Sabık devlet başkanı Rodrigo Duterde döneminde, ABD ile gergin ilişkiler yaşayan Filipinler, geçtiğimiz yıl başkanlık koltuğuna oturan Ferdinand Marcos ile yeniden, ABD ile olan ittifak işbirliğine geri dönmüş gözüküyor.
Bununla birlikte, Çin ve bölge ülkeleri arasındaki kıta sahanlığı, deniz güvenliği vb konularda yaşanan tartışmalar ve gerilimler Güney Çin Denizi’yle sınırlı değil…
Öyle ki, Çin, Japonya ile Doğu Çin Denizi’nde benzer sorunları yaşarken, son dönemde geliştirmekte olduğu denizcilik kabiliyetini Asya-Pasifik’te Avustralya için de bir tehdit olarak beliriyor.
Temel parametre: ASEAN
Çin’de başlayan denizcilik güvenliği konusu etkinlik, Güney Çin Denizi anlaşmazlıklarına doğrudan taraf olan Çin ile genel olarak ASEAN ve özelde, bu birliğe üye beş ülke temsilcileri arasında doğrudan görüşmelerin gerçekleştirilmesi açısından gayet önemli.
Çin’in Güney Çin Denizi’nde kendinden menkul ‘dokuz hat’ sınırları, bu suyolunun yüzde 90’ına varan bölümünü kendi kıta sahanlığı içine alması, Filipinler, Vietnam, Bruney ve Malezya’yı doğrudan etkilerken, son on yılda Çin’in askeri varlığını, bu suyolunun en güney noktasında, Riau Eyaleti’ne bağlı Natuna Adaları sınırına kadar geliştirmesi, Endonezya’nın da beşinci ülke olarak Çin’le karşı karşıya geldiğini gösteriyor.
ASEAN’ın kurucu ülkeleri arasında olması kadar, ASEAN sekreterliğinin başkent Cakarta’da olması, Endonezya’yı sıradan bir ülke olarak değil, bölgesel bir güç olarak bu sorunda önemli bir aktör haline getirme sürecinde olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Bu çerçevede, Jokowi yönetiminin son beş yıllık hükümetinde Savunma Bakanı olan ve Mart ayındaki seçimleri ilk sırada bitirerek devlet başkanı olmayı hak eden, -eski ordu mensubu- Prawobo Subianto’nun da girişimleriyle Endonezya’nın Natuna Adaları ve çevresine önemli askeri yatırımlar yaptığı da malum.
Yakında devlet başkanlığı görevini devralacak olan Prabowo’nun, Güney Çin Denizi konusunda ne tür politikalar geliştireceği merak konusu.
Bunun yanı sıra, bölgede doğrudan teritoryal varlığı olmamakla birlikte, küresel bir güç olarak toplantılara, ABD’nin de katılması, bölgede tarafların birbirlerini dinlemeleri ve istikrarın sağlanması açısından gayet önemli.
Bölgesel ve küresel güçler
Toplantılara bölge ülkelerinin yanı sıra, Fransa, Avustralya, Kanada, Hindistan, Rusya ve İngiltere gibi küresel güç sistemi içerisinde önemli yere sahip ülke temsilcileri de iştirak ediyor.
Çin yönetiminin son dönemde, ABD’nin Filipinler üzerinden bölgede hakimiyet kurmak veya istikrarsızlık oluşturmak iddiasını gündeme getirdiği hatırlanacak olursa, ABD deniz kuvvetleri yetkililerinin Çin’deki toplantılarda yer almalarını dikkatle izlemek gerekiyor.
Kimi çevreler, bu toplantıların Güney Çin Denizi bağlamında sürgit devam eden gerginliği sonlandırma konusunda bir umut ışığı olarak görseler de, somut gerçeklikler olarak yaşanmakta olan vakıalar, gelişmelerin pek de bu yönde olmadığının göstergesi hükmündedir.
Çin’e karşı sınırlı ittifak-küresel ittifak
Geçtiğimiz günlerde ABD, Filipinler, Japonya ve Avustralya deniz güçlerinin katılımıyla yapılan tatbikat, Çin tarafından büyük eleştiri konusu yapıldığını unutmamak gerekiyor.
Bu dört ülke arasında ABD’nin bölgedeki en önemli ittifaklarından biri olan Filipinlerle olan yakınlaşması sürüyor.
Bu çerçevede, Çin’in, ABD’nin bölgede özellikle, Filipinler’i öne sürerek bölgede gerginlik yarattığı konusundaki görüşler, Filipinler medyasında da karşılık buluyor.
Örneğin bazı yazarların, “Devlet başkanı Marcos bizi bilinmez bir savaşa mı sürüklüyor?” sorusunu gündeme getiren yazıları, bölgede gerginliğin gündelik yaşamdaki boyutunu ortaya koyan unsurları olarak dikkat çekiyor.
Yukarıda dikkat çekilen, bu dört ülkenin yanı sıra, geçtiğimiz günlerde uluslararası medyada yer alan ve Çin’i küresel olarak çevirmeyi hedef ve aralarında Batı Avrupa ülkelerinin de bulunduğu ülkelerin deniz ve hava kuvvetlerinin çeşitli bölgelerdeki konuşlanmalarını gösteren harita, Çin’le yaşanan gerginliğin ne boyutta seyrettiğini gayet sembolik bir şekilde ortaya koyuyor.
Tarihsel gerilim bölgesi
Güney Çin Denizi’nde yaşanan gerginliğin, ABD ve Çin arasında var olan örneğin ticaret savaşları gibi gerilimlerin bir unsuru olarak görmemek gerekiyor.
Yani, ortada suni bir gerginlikten bahsedilmiyor…
Aksine, gayet somut ve tarihsel boyutları ve çağdaş ilişkiler ağındaki yeriyle önemli bir sorunun, bölge ülkelerinin ve giderek, küresel toplumun dikkatle izlemekte olduğu bir olgudan bahsediyoruz.
Bu anlamda, Güney Çin Denizi’nin bizatihi kendi başına, jeo-stratejik ve jeo-politik önemiyle dikkat çektiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Bu durum, Güney Çin Denizi’nin de içinde yer aldığı bölgedeki suyollarını, tarihin erken dönemlerinde var olan kıtalar ve bölgeler arası ilişkideki yerinin, zamanla -beş yüzyıl öncesinden itibaren- sömürgecilik süreçlerinde vazgeçilmez ulaşım kanalları olmasına ve ardından, 20. yüzyılla birlikte, küresel güç deyimini üzerinde taşıyan ülkelerin gözünün üzerinde yer aldığı alanlar olarak kabul etmekte yarar var.
Toplantılarda temel hedef, Güney Çin Denizi’nde ilgili ülkelere ait sivil ve askeri denizcilik varlıklarının seyir ve sefer süreçlerini belirlemeye matuf.
Bu anlamda, geçtiğimiz Ocak ayında yapılah hazırlık toplantıları, bu hafta içinde yapılmakta olan toplantılar için alt yapı oluşturduğu söylenebilir.
Sonuncusu 2022 yılında Japonya’da yapılan denizcilik güvenliği toplantılarının bir yenisine Çin ev sahipliği yapıyor.
Dün başlayan ve dört gün sürecek toplantıların, Doğu ve Güney Çin Denizleri’nde var olan deniz güvenliği sorunlarının ilgili ülke temsilcilerinde ele alınması hedeflenirken, bu toplantıların özellikle Güney Çin Denizi’nde var olan çatışmacı söylem ve eylemler üzerinde ne tür olumlu etkisi olacağını önümüzdeki günler gösterecektir.