Mehmet Özay                                                                                              10.04.2018

Bundan on yılı aşkın süre önce yayınlanan bir çalışmada, “Açe’li dev adam Talsha” diye bir başlık atmıştım. Ancak ‘vefat etti’ ifadesi olmadan. Dün, “Açe’li Dev Adam” Teuku Ali Basyah Talsya, dün akşam saatlerinde vefat etti. Bu sabah bu kıymetli insanın vefat haberini aldığımda elbette ki üzüntüm büyüktü. Kendisini en son 2016 yılı başlarında, birkaç kıymetli dostla birlikte ziyaret etmiştim. Ayağa kalkamayacak denli rahatsızdı. Bu nedenle konuşmamız mümkün olmamıştı…

Üzüntüm kendisiyle zaman zaman görüştüğüm, sohbet etmek imkânı yakaladığım ve Açe’ye her gidişimde sürekli ziyaret etmek istediğim bir kişiyi bir daha görememekle sınırlı değil. Bunun yanı sıra, Açe’nin üç önemli dönemine tanıklık etmiş bir insanı, Açe toplumunun anlayamamış olması ve hayattayken layık olduğu değeri pek de verememiş olmasıdır. 20. yüzyıl başlarında dünyaya gelen Talsya, Açe topraklarını saran Hollanda sömürgeciliği, 1942-1945 yıllarında Japonya’nın varlığı ve ardından bağımsızlık sürecini yakinen tecrübe etmiş, bilfiil iştirak etmiş bir kişiydi.

Talsya, sömürge süreçlerinde Açe topraklarının özgürlük ve bağımsızlığa inanan bir kişi olarak yaşam sürdür. Bu süreçte, dinine ve vatanına bağlılığını duygu yönünün yanı sıra, düşünce ve eylemleriyle ortaya koymasıyla dikkat çeken bir isimdi. Bu duruşunu yaşamının her döneminde ortaya koyarken, adeta bu özellikler onun ayrılmaz bir parçası olmuştu. Kendisini ilk ziyaret ettiğim 2005 yılı Sonbaharı’nda, Açe’deki din ve vatan mücadelesinden bahsederken ki ışıltıları hala capcanlı gözümün önünde.

Talsya, Açe toplumunun belki de tarih boyunca karşı karşıya kaldığı en zor dönemler arasında sayılacak 20. yüzyıl ilk yarısı gibi meşakkatli bir dönemde tıpkı yakın arkadaşları gibi, Açe toplumunun bağımsızlığı ve özgürlüğü duygusunu her an yaşarken, bu duruşunu bir sorumluluk olarak addettiğinin ifadesi olarak bir gazeteci ve yazar olarak siyasal ve toplumsal süreçlere katkıda bulundu.

Açe topraklarının 400 yılı bulan ve bölgedeki devlet yapılanmaları içerisinde bu anlamda yegâne bir yeri bulunan bölgenin sömürgecilik sürecine konu olmasına rağmen, bu sürecin sonlandırılması konusunda verilen mücadelenin içinde yer aldı. Açe topraklarının 17 Ağustos 1945 yılında ilân edilen Endonezya Cumhuriyeti sınırları içerisinde yer almasıyla birlikte, bu sürece giden mücadeleyi ve sonrasını kaleme aldığı yazılarıyla bir anlamda dönemine ışık tuttu.

Talsya bu dönemde, aynı zamanda Açe topraklarının tarihi, dini-kültürel ve toplumsal yapılaşmasına bağlılığını, örneğin,  “Iskandar Muda: Negarawan dan Pahlawan Besar”, (Sinar Darussalam, 1969, No. 15, Djuli, Banda Atjeh) gibi söz konusu bu dönemlerin ortaya çıkmasında rol alan sultanları ve siyasi liderleri konu alan çalışmalarıyla ortaya koymuştur. Öyle ki, bu çalışmalar, uzun Hollanda Savaşı’nın (1873-1911) Açe toplumunda yarattığı travmayı giderecek ve bu sürecin neden olduğu tarihi ve entelektüel yıkımı tedavi edecek bir çaba olarak değerlendirilmeyi hak etmektedir.

Talsya, sömürge mücadelesinin ardından gelen bağımsızlık ortamında çalışmalarını Sinar Darussalam başta olmak üzere Merdeka, Pahlawan, Soeloeh gibi döneminin önemli yayın organlarında yayınladı. Toplumsal tarih içerikli gazete ve dergi yazılarının yanı sıra, Aceh dan Pahang, (Medan: Prakarsa Abadi Press, 1989); Batu Karang ditengah Lautan (Perjuangan Kemerdekaan Di Aceh: 1945-1946); 10 Tahun Daerah Istimewa AcehSejarah Dokumen-Dokumen Pemberontakan di Atjeh, (Jakarta: Kesuma); Atjeh Jang Kaja Budaja, (Banda Atjeh: Pustaka Meutia, 1972) gibi eserlere imza attı.

Talsha Bey’in zengin ve derin hafızasının kayıtlara geçmesi en büyük dileğimdi. Ancak bu yapılamadı… Şimdi ardında bıraktığı ve en azından şimdiye kadar ulaşabildiğim yukarıda zikrettiğim eserlerin yeni nesle ışık tutmasını diliyorum. Bu çerçevede, başta Açe’deki akademi dünyası olmak üzere Endonezya’daki araştırmacıların bu eserler üzerinden Açe ve Endonezya toplumunun yakın geçmişini anlama uğraşlarında bazı eserlere başvurmaları hiç kuşku yok ki önemli katkılar sağlayacaktır.

Talsya Bey’e Allah’tan rahmet diliyorum.

LEAVE A REPLY