Mehmet Özay                                                                                              21.03.2021

Açenin son dönemde yetiştirdiği önemli Hocalardan Teungku (Tgk.) Abu Davud Zamzami geçtiğimiz Salı günü vefat etti.

Açe Besar bölgesinde Ateuk Angguk’daki Dayah Riyadhus Salihin adlı geleneksel dini öğretim kurumunun kurucusu ve baş Hocası olan Tgk. Zamzami ilerlemiş yaşına rağmen, öğrencilerine ve geniş topluma hizmet etmeye devam ediyordu.

Yaklaşık altı yıl önce geçirdiği felcin ardından giderek sağlığına kavuşan Tgk. Zamzami, Açe Ulema Meclisi’ndeki (Majlis Pimpinan Ulama-MPU) başkan yardımcılığı görevine devam etti. Kısa bir süre sonra başkan Tgk. Muslim İbrahim’in vefatının ardından, başkan olarak atanarak vefatına kadar bu görevini sürdürdü.

Merhum Tgk. Zamzami, 20. yüzyılın ikinci yarısında neredeyse tüm Açe bölgesinde faaliyete başlayan geleneksel dini okulların kurucularının hocası olan, karizmatik lider Abuya Muda Wali al-Halidi’nin ve Tgk. Hasan Krueng Kale’nin öğrencilerindendi.

Tgk. Zamzami Hoca’yla ilk defa 2005 yılında bir tören vesilesiyle Açe Besar bölgesindeki Ulee Titi’de geleneksel okullardan birinde tanışmıştık. Güler yüzyü, heyecanlı, samimi ve hoş-sohbet kişiliği ile diğer hocalardan hemen fark ediliyordu.

İlerleyen yıllarda kendisini zaman zaman ziyaret ederek bazı konularda sohbet etme ve bilgilenme imkânı buldum.

Özellikle,  2011 yılında Baba Davud adlı çalışmamla ilgili olarak dönemin öne çıkan Hocalarıyla yaptığım görüşmeler sırasında, önemli kaynak kişilerden birisi de Tgk. Zamzam’iydi. Felç geçirdiği dönemin hemen ardında kendisini ziyaret etmiş ve yine bir başka çalışma vesilesiyle görüşlerine başvurmuştuk. Tam olarak iyileşmemesine rağmen, bizi yeniden kabul etme tevazuunu göstermişti.

Bir dönem kapanırken

1935 yılında dünyaya gelen Tgk. Zamzami Hoca’nın vefatı, açıkçası Açe’de bir dönemin kapanıp ve yeni bir dönemin başlamakta olduğuna işaret ediyor.

Daha önce vefat eden Abuya Muhyibuddin Wali, Amran Wali, Abu Panton Labu, Tgk. Muslim İbrahim, bağımsızlık öncesi dönemde dünyaya gelen ve uzun ve zorlu bir 20. yüzyıl ikinci yarısına tanıklık etmiş kıymetli hocalar arasında yer alıyor.

Tgk. Zamzami’nin vefatıyla Abuya Muda Waly’nin hayatta olan sadece tek öğrencisi yani, Abu Tumin kalmış durumda.

Topluma hizmet hakka hizmet

Adını zikrettiğim Hocalardan bazıları ulusal ve hatta bölgesel olarak tanınan, çeşitli siyasi hareketler içerisinde aktif olarak yer alan, ancak genel itibarıyla kurdukları geleneksel dini okullar ile yakın çevrelerinden başlayarak geniş toplum kesimlerine hizmeti öncellemiş insanlardır.

Tgk. Zamzami de bunlardan biriydi. Bir dönem Açe eyalet parlamentosunda vekil olarak görev yapmış, çeşitli dini-sosyal kurumlarda yetkili olarak rol almıştı.

Bu çalışmalarının ve hizmetlerinin içinde belki de en dikkat çekeni Açe Ulema Meclisi’ndeki rolüydü. Genç yaşından itibaren üyesi olduğu MPU’da başkan yardımcılığı ve vekilliği ile nihayetinde başkanlığa kadar ulaşan görev süresince Açe toplumuna hizmette bulunmuştu.

Geçmişle bugün arasında köprü

Sömürge dönemine tanıklık eden ve Tgk. Abdullah Ujong Rimba’nın MPU’nun başkanı olduğu dönemde üyeliğe başlaması ve gerek hocaları Muda Wali el-Halidi ile Hasan Krueng Kale gerekse Abdullah Ujong hocalarla ortak mesasi onu yakın geçmişle günümüz arasında köprü işlevi gören hocalar arasında kabul etmemizi gerektiriyor.

Bu anlamda, Tgk. Zamzami, başta adı geçen hocalar olmak üzere, diğerleriyle sadece mekân ve zamanı paylaşmadığını, Hollanda ve Japon sömürgecilik süreçlerini ve ardından bağımsızlık sürecindeki zorlu yılları yakından tecrübe etmiş bir önceki neslin taşıdığı değerlere de hakim olduğunu söylemek mümkün.

Bir yandan siyaset dünyası, öte yandan dini-sivil yapının içinde yer alan Tgk. Zamzami’nin, bu süreçlerde yer almasında hiç kuşku yok ki, bilgisinin yanı sıra, sahip olduğu karizmatik kişiliğin önemli bir yeri vardı.

Fetvanın noktası virgülüne kadar önemi

MPU başkan yardımcılarından kıymetli Tgk. Faisal Ali, merhum hakkında, “… Sıra fetva tartışmalarına ve ilgili fetvaların verilmesine geldiğinde önemli referanslara ulaşır ve fetvaların noktasına virgülüne kadar doğru bir şekilde yazılmasına gayret ederdi.” diyor.

Dikkat edileceği üzere, burada ve diğer bazı yazılarımızda dile getirdiğimiz “geleneksel İslami eğitim kurumları”na vurgumuz, Açe’de tarihsel ve geleneksel olarak var olan ve Takımadalar bölgesindeki benzeri yapılaşmalardan ayrılan hususiyetleri ile gayet önemli bir dini-kültür ve medeniyetin izlerine sahip ve bu anlamda toplumun yapılaşmasında önemli roller üstlenmiş kurumlar olmasıdır.

Bu eğitim kurumlarını kendi gayretleri ve halkın desteğiyle hayata geçiren hocalar da bir yandan yapısal, öte yandan da ilmi devamlılığı sağlayan kişilerdir.

Söz konusu bu hocaların Takımadalar Müslüman toplumları için büyük bir kıymet ve öneme sahip olduklarına kuşku bulunmamaktadır.

Öyle ki, gerek ulusal, gerekse uluslararası çevrelerin çeşitli vesilelerle karalamaya çalıştıkları İslamiyet ve değerlerine, eğitim kurumlarına, eserlerine ve mensuplarına yönelik haksız eleştirel tutumlar karşısında daha çok kendinde bir sorumlulukla sessiz kalmayı yeğleyen, sorulmadıkça görüş beyan etmelerine nadiren rastlanan, edebi ve hayayı örnek bir yaşam modeli olarak gündemlerine alan ve bunu öğrencilerine aktaran bir nesilden bahsediyoruz.

Öte yandan, yine aynı Müslüman toplumlarda modern dönemin sözde eğitimli kitlelerinin, giderek uzaklaştıkları ve neredeyse aramaktan bile vazgeçtikleri değerlerin aktarıcısı olan bu hocaların varlığı bir nimet olarak kabul edilmelidir. Oysa, kitlelerin ya bu hocaları salt sembolik olarak kabul edip gerçek anlamda kayda değer almaktan vazgeçtikleri veya göz ardı ettikleri bir yeni toplumsal yapının varlığına dikkat çekmek gerekiyor.

Edebi ve ahlâkı edinmenin aracının salt kitabi bir öğrenme çabasıyla olmadığını, aksine hâl ile kendini ortaya koyduğunu, bizzat adını saydığım ve kendileriyle görüşme ve tanışma fırsatı bulduğum bu ve benzeri hocalara ihtiyacın giderek ne kadar önem taşıdığını da Açe’de ve Takımadalar’da giderek daha fazla tanık oluyoruz.

Merhum Tgk. Abu Davud Zamzami’ye Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı Cennet olsun.

LEAVE A REPLY