Mehmet Özay 10 Kasım 2011
Kurban Bayramı, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlarca kutlanmaya değer önemli dini günlerden birini teşkil ediyor. Kurban, Kutsalla kurulan ilişkilerde önemli bir tecrübe bağını ortaya koyarken, aynı zamanda, toplumsal plânda paylaşmanın, zayıfın, yoksulun yanında yer almanın imkanlarını açmasıyla da önem arz eder.
Ana yurdundan uzaktakiler için Bayramlar bir başka anlama bürünür. Bayram sadece yakınlardan uzak olmakla burukluğu taşımaz, aynı zamanda, belki de bundan daha da öte “vatan”dan ayrılıkla çok daha derinlerde hissedilen bir yoksunluğa işaret eder. Hele hele, vatanları “savaş alanına dönüştürülmüş” diaspora Açelileri için bu uzun yıllar hep böyle olageldi. Avustralya’da, Malezya’da, Hollanda’da, İsveç’te, Amerika’da, Kanada’da yaşayan diaspora Açelileri bu yılları hep burukluk ve acı içerisinde geçirdi. Sadece diasporada olmanın zorluğuna değil, vatanlarında hayatlarını kaybeden yakınlarının açısını yüreklerinde tüm ağırlığıyla hissederek.
Açe halkı, tarihinin yirmi yılında kendi ülkesinde yaşamak zorunda kaldığı mağduriyetler nedeniyle dünyanın çeşitli bölgelerine göç etmek zorunda kalmış bir halktır. Her ne kadar, 2005 yılındaki Helsinki Barış Anlaşması’ndan sonra görece barış süreci yaşansa da, diaspora Açelilerinin bir bölümü geri dönmeyi tercih ederken, artık göç ettikleri topraklara kök salmış önemli bir bölümü ise Açe ile bağlarını yakınlaştırmakla birlikte, geri dönmemeyi bir seçenek olarak göze aldılar.
Malezya’da yaşayan Açe diasporası ise sayıları -resmi rakamlara göre- 25.000 bulan önemli bir azınlık grubunu teşkil ediyor. Özellikle ülkenin Batı sahil şeridindeki şehirlere konuşlanmış olan Açeliler, ülkenin güneyindeki Cohor’da da varlıklarını sürdürüyorlar. Bayramın ilk günü misafirperver Açelilere konuk oluyoruz. Birkaç gün öncesinden hazırlanan programa öğrencilerden biri vasıtasıyla davet bize kadar uzanıyor. Açe Köyü olarak da bilinen mekâna varışımız akşam namazına tekabül ediyor. Bu pek çokları için geç kabul edilebilir. Aslında değil. Açe geleneklerine göre, kurbanlık hayvanlar toplu olarak belli bir yerleşkedeki sakinlerin elbirliği kadar, daha da önemlisi gönül birliği ile kurban ediliyor. Kesim ve dağıtım işlemi bu nedenle neredeyse günün önemli bir bölümüne yayılıyor. İhlasla Allah’a adanan kurbanların ardından, bir başka boyutu yani toplumsal içeriğine sıra geliyor. Yani paylaşma. Cohor’da ikâmet eden Açe diasporası da Açe geleneklerine bağlılığını sürdürüyor. Namaza birkaç dakika kala vardığımız köyün ibadethane kadar, toplum merkez işlevi de gören “meunasah”ın bahçesinde önemli bir hareketlilik göze çarpıyor. Bu arada karşılaştığımız her Açeli ile, yakın bir dost sıcaklığıyla bayramlaşıyoruz. Dev kazanların başında ikişer üçerli ahçılar hünerlerini gösterirken, gün boyu çalışmış olmalarının yorgunluğu yüzlerinden okunuyordu. Ezanın okunmasıyla birlikte, meunasah’da üç sıra saf oluşuyor. İri yapılı, gür sesli imamımız enfes kıraati ile dört dörtlük bir namaz kıldırıyor. Ardından, hemen yemeğe geçeceğimizi zannediyorduk doğal olarak. Ancak öyle olmadı. Önce tekbir, tehlil ve zikre duaların da eklenmesiyle yaklaşık bir saati bulan kutsal şöleni tecrübe ediyoruz. Açeli dostlarla bu tecrübemiz ilk değil elbette. Açe’de her Cuma akşamı tanık olunan bu manzara, sadece imamların tekil önderliğinde gerçekleştirilen tabiri caizse yalınkat bir ibadet değil. Cemaatin küçük büyük her bir üyesinin “aktif katılımı” ile tastamam dinamizm yüklü bir eylem bütünü. Açe İslamının geliştirmiş olduğu özellikler, Açe insanının hareketliliğini yansıtıyor. Hiç kuşku yok ki, bu iki olgu birbirini besliyor. Bakmayın siz Açeli hocaları görüp de “Bunlar da hoca mı?” diye burun kıvıranlara. Bu kutsal şölenin ardından, yemek öncesinde imamla kısa bir sohbet yapmayı tercih ediyoruz. Teungku Velid adındaki imam Samalangga’dan yani, Açe’nin geleneksel okulları ile meşhur önemli beldelerinden. Sohbetimizin içeriği diasporada Açelilerin bayram tecrübesi. Teungku Velid, yaşadıkları bu beldede herşey yolunda olsa da, istisnasız herkesin tek dileği bayramı Açe’de geçirmek istediğini söylüyor. “Çok önemli iki olgu var. Birincisi ailelerimizi ikincisi de vatanımızı özlüyoruz. Vatan çok önemli. Öyle değil mi?” diye soruyor Tgk. Velid ve ekliyor “‘Cinta tanah air bagian daripada iman” ilkesi yani, “vatan sevgisi imandandır”. Açe özlemi, yukarıda vurgulandığı üzere sadece aile bağını değil, toplumsal ve vatan değerlerini de içinde barındırıyor. Bu nedenle Açe’de aile ile toplum birbirini gözle görülebilecek denli besleyen iki alan olarak ortaya çıkıyor. Bayram hazırlığı konusunda Tgk. Velid, bayramdan günler önce sadece toplum liderleri değil, sıradan halkın da katılımıyla bir müşavere meclisi teşkil edildiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Kimlerin kurbana katkı yapacağı kurbanın nasıl temin edileceği, dağıtılacağı ve en önemlisi ‘kanduri’nin organizasyonu karara bağlanıyor.”
Açeli ailelerin en kıymetli varlıklarını yani çocuklarını sorduğumuzda Tgk. Velid şöyle cevab veriyor: “Çocuklar Malay okullarına devam ediyor. Dolayısıyla sosyalleşmelerinin önemli bir bölümü bu şekilde gerçekleşse de, aileleri ve diğer Açelilerle iletişimleri ve etkileşimleri Açe ortamını bir nebze olsun tecrübe etme olanağı tanıyor. Anne-babalar evlerinde çocukları ile Açece konuşuyorlar. Böylece yeni nesiller kültürel aidiyetlerini devam ettiriyorlar. Dini eğitimlerini Malay dini eğitim merkezlerinden alıyorlar. Elbette dini öğretim temelinde farklılık yok, ancak yöntem olarak Açe’deki kurumlardan farklılık taşıyorlar. Bununla birlikte, gerek meunasah gerekse aile ortamında bu yönde de takviyeler yapılıyor.”
Bu kısa mülâkatın ardından bahçeye çıkıyoruz. Singapur semalarında yükselen ışık gözyüzünü kızıla boyarken sofraya oturuyoruz. Misafir olduğumuz beldede, Cohor’un farklı bölgelerinde yaşayan Açelilerin de katılımıyla bir anda azımsanmayacak bir kalabalık oluştuğuna tanık oluyoruz. Etrafı kaplayan enfes kari kambing (kari tsie kameng) kokusu yemeğin tadını iki kat artırıyor.
Not: Bu vesile ile Van Depremi dolayısıyla Açe’den bizleri arayarak halimizi hatırımızı ve vatanımızı soran dostların dua ve iyi niyetlerini sizlerl
e de paylaşmak isterim. Deprem olgusuna yakinen muhatap Açeliler, Van depremi sonrası hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar dilekleri ile Vanlıların yanındaydı.
e de paylaşmak isterim. Deprem olgusuna yakinen muhatap Açeliler, Van depremi sonrası hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar dilekleri ile Vanlıların yanındaydı.
http://www.dunyabulteni.net/index.php?aType=haber&ArticleID=182727&q=mehmet+%C3%B6zay